7 Şubat 2011 Pazartesi

kulaklığa övgü

televizyon kumandası nasıl  televizyondan bile önemli bir buluşsa, kulaklık da benim için müzikten daha önemli bir buluştur (teorilerde tembel insan ölçeği kullanılmıştır). kulaklık, çevredeki gürültüden (bu genelde serdar ortaç oluyor) beni yalıtan ve istediğimi istediğim kadar dinlememi sağlayan muhteşem bir çifttir. insan sesi fazla geldi mi kendimi enstrümantal okyanusların koyu mavi derinliklerine indirdiğim tek kişilik dalış aracımdır fakat mp3 player olarak kullandığım telefonumdan uzak kalmak beni pazartesi öğlen olmadan üzmeye ve tedirgin etmeye başladı. imei kodundan kaynaklanan bir yanlış anlama nedeniyle yoluma zamanlar ötesi sony w200i'm ile devam ediyorum. oysa kapaklı samsung ve onun yeterince büyük hafızasıyla çoktan ayreon dinleyip konsept albümlerin ne kadar önemli olduğunu düşünmeye başlamıştım.

ergen stajyerin çatlak sesi de kulaklığa olan özlemimi şaha kaldırdığından öğlen arası teknosa'ya gidip bir kulaklık almak şart oldu. böylece bilgisayardan müzik dinleyebilir, render alırken dizi izleyebilirim. avatar'a başlamak için belki güzel bir gündür bugün. belki de ecnebi dizilerinden house'a da artık bir yerden tutunmanın vaktidir. bir kulaklıkla yapılabilecek sınırsız şey var ve ben sadece ne dinlediğimden ziyade neyi duymak istemiyorum kısmıyla ilgileniyorum. çünkü boşa konuşan insan sesi beni zehirleyip hayat enerjimi alıyor. dinlemek istemediğim yapış yapış müzikler, sağ kulağımdan girip beynime çift daldıktan sonra soldan çıkıp gidiyor. telefon sesi yahut elektronik kasalardaki biplemeler de moralimiz bozan istemdışı sesler. migros kasasında "migros kartınız var mı?" sorusunu duymamak için kartımı çıkarıp peşinen kasiyerin eline verdiğim çok sesli bir yüzyılda yaşıyorum ve yeşil yandığı an kornaya basan ruh hastalarını bazukayla havaya uçurmamak için ehliyete soğuk bakıyorum. dinlemek istemediğim sesler beni yorduğu gibi erkenden sinirlendiriyor. bankamatikteki tuş sesleri bile bazen fazla geliyor. o yüzden teknosa'dan fiyat performans oranı pek umrumda olmayan kulakiçi kulaklık almak için doğru zamanın bugün olduğunu düşünüyorum. çekiç, örs ve üzengi kemiklerim de aynısını düşünüyor.



2 yorum:

4numara dedi ki...

dostum kulaklık demişsin de bu bildiğin arap saçı. çantaya attığımız kulaklık nasıl bu kadar birbirine dolaşabilir. kaval çalsam hint fakiri gibi açabilir miyim bu kara yılanı? ondan haber ver...

mies dedi ki...

sanıyorum ki, kablodan geçen negatif yüklü iyonlar, pozitif iyonları çekiyor ve böyle bir kobrasal durum yaşanıyor. nötr kulaklıklar gelene kadar bu sorunu yaşamaya devam edeceksiniz ey faniler, siz ki daha uçan kaykayı bile bulamamışlardansınız. varsa yoksa iphone, twitter, blog. helak olacaksınız yine.