27 Ocak 2011 Perşembe

kurupasta

kimya hocası "bir kutu kurupasta alırsın, hallederiz" deyip sınıftan çıktığında, ben de berbat geçmiş bir yazılının ardından sınıfta dikiliyordum. sorular hiç bilmediğim yerlerden gelmişti ve bir soruyu bile hakkıyla yanıtlayamamıştım. okuldaki son dersimdi ve bir şekilde geçip sonrasında askere gitmem gerekiyordu. oysa daha lisedeydim, dünya'nın sonunda değil.

birden uyandım, saat 03.45'ti ve son kimya yazılısının üzerinden neredeyse on sene geçmişti. üniversiteye dair böyle kabuslarım yok, kendimi nispeten rahat bıraktım ve dersten kalmayı büyük bir sorun haline getirmedim. fakat lise farklı, lisenin o insanın üzerine çöken baskısı ve stresi başka hiçbir şeyde yok. 5 üzerinden 4.75 ortalama tutturmanın bilinçaltına inen karanlığı, aradan devasa bir üniversite geçmesine rağmen zerre aydınlanmıyor. daha sabaha var ve yeniden uyumak zorunda kalıyorum. yazılı haftasında dolaşıyor sanki ruhum, bu seferde fizik sınavındayım. lise fiziği kadar tiksindiğim başka hiçbir alan olmadığından, bir bayram sabahı doğduğu için adı bayram olan antipatik hocanın gözetmenliğinde hiç tanıdık gelmeyen sorulara bakıyorum yine. herkes harıl harıl bir şeyler yaparken ben sabahın olmasını bekliyorum.

gözlerimi işe gideceğim bir sabaha açmak bile mutlu ediyor onca aptalca yazılıdan ve işe yaramaz sorulardan sonra. neymiş kurupastayla halledermişiz, zıkkım ye. kurupastanın da rüyalarıma bir yerden tutunması ise ayrı trajedi. hayatta neyden hoşlanmadıysam sabaha kadar onlarla uğraşıyorum. sonra kalkıp işe geliyorum işte. en azından kimya yok fizik yok, kurupastanın da hangi cehennemin rafında dizili olduğunu bilmiyorum.

Hiç yorum yok: