21 Mayıs 2012 Pazartesi

simply the best

literatürde "the boi" olarak bilinen ve tam bir haftada bizi kendisine bir kez daha bağlayan, annem ve babamın yüzünü sekiz ay sonra ilk defa adamakıllı güldüren, yüreğimizi ferahlatan ve ışın kılıcıyla dolaşmaktan bir an olsun imtina etmeyen güzel prensimiz bu gece ülkesine geri dönüyor. geğirince "pardon me" diyen, star wars boxerlarından birisini çalacağımı söylediğimde, kırık türkçesiyle polise gidip "benim kuzen benim kilot çaldi" diyeceğini iddia eden bu üzümlü kek suratlıdan ayrılıyoruz eylüle kadar. uzun saçlarını jedi'lar gibi kestirip arkadan bir tutam saçını da annesine ördüren ve tek bir kez bile ağlamayan ömrü herkesten uzun olasıcayı çok özleyeceğim. annem ve babamın yüzündeki gölgeyi, küçük bir force ile dağıttı. bizi düzeltti ve şimdi de geri gidiyor. güle güle youngling! may the force be with you.


10 yorum:

Adsız dedi ki...

ne diyorsunuz ki? ingilizce bilen var bilmeyen var :) eh he

Adsız dedi ki...

ayrıca ben bu küçük jediyi ısırmadan yutarım! net.

mies dedi ki...

star wars'ın bilgisayar oyununda yeterince iyi değilim, bu velet de çok iyi. o yüzden hayatımı kurtaracağına dair söz veriyor. benim de anladığım bu kadar :)

lou dedi ki...

ne güzelmiş saçları
keşke kestirmeseymişsiniz

Adsız dedi ki...

bilgisayar ekranından sevdim ben bu ufaklığı, başa sarıp sarıp izledim. söylediğin kadar sevimliymiş gerçekten. anne baba türk olunca mı genetiği bozuluyor yoksa normal doğan her bebeği yetiştirirken biz mi birer canavara çeviriyoruz bilemiyorum ama onun anglo sakson kültürü aldığı belli:D jedi'ın ne olduğunu bilen bu yaşta çocuk yok bizim memlekette, bırak galaktik düzeni, hiyerarşiyi bilsin, elinde ışın kılıcıyla dolaşsın. her ne kadar bir gün benimle olacağına dair inancım kalbimin çok derinlerde bir yerde kendine yer etmişse bile senin dayına bu çocuğun sana çocuğun babasına benzediğini kabul edersek en yakın zamanda sana bir ingiliz bulalım tuborger'ım, ben bağrıma taş basar avunurum. demek sizin genlerinizi çaprazlayınca olan bu.
üstelik bir yeteneği daha var ufaklığın; I will derken resmen diyafram kullanıyor, sanatçı olabilir benden söylemesi. mektup niteliğindeki yorumum sonuna gelirken bana da bir ingiliz ayarlamanı temenni edip, büyüklerimin ellerinden küçüklerimin gözlerinden öpüyorum. may the force with you

mies dedi ki...

ulan willy putperesti, kızların ağzıyla yorum yazmaktan bıkmadın. bir gün seninle olacağıma inanmalar falan, hani insan memur olunca biraz daha ahlaklı davranışlar bekliyor senden. lütfen artık bu adsız kisvesi altında kız taklidi yapmaktan vazgeç. öperim gıdından ve şakağından. may the force be with you too

Adsız dedi ki...

adsızdan ben de bıktım ama adımı söylesem bir dert oluyor, söylemesem başka dert. kadim dost willy ile karıştırılmak da hoşuma gitmedi değil ancak değilim, ara sor:D yorum yapmayalı çok olmuştu buralarda ama önceki yorumlarımı da willy'e mal ettin allahsız!

mies dedi ki...

her adsız willy'dir ama her willy adsız değildir. willy, sokakta asıl bir kral, mutfakta arsız bir leopar ve yatakta da kukreyen bir greyderdir. bu sebeple baskasi değilsin adsız, benim at yeleli willymsin. lütfen ya adını söyle ya da ihale komisyonuna gir.

Adsız dedi ki...

sana isim söylemeye gelmiyor. her defasında farklı şekilde tepki gösteriyorsun ya da sanal dünyada öyle anlaşılıyor, bilemiyorum ama bu sonuncusu yakışmadı, bilesin. agresif misin? uçan adam kapaklı kitabını da verip başkalarının yerime yazması için meydanı temelli terk ediyorum.

Adsız dedi ki...

liseli detected