26 Ağustos 2010 Perşembe

neden kahrolası?

soru sormadan başlık atamaz oldum, işin kötüsü yıllardır tek kelimelik başlıklara yazdığımdan cümleden oluşan bir başlık bile uyduramadım. blogu ben yazayım ama başlıkları başkası bulsun madem, hatta sağ tarafta bi kutucuk gibi bir şey olsun, insanlar hakkında bir şeyler okumak istedikleri şeyi oraya yazsınlar ya da anket şeklinde sıralansın. çünkü şimdilik sadece anket koymayı becerebiliyorum, hele ki sonuçları göster kısmına tıkladığımda sevinçten çiftetelli oynamaya başlıyorum.

kahrolası bir şeyleri çitilermiş gibi yerde figürler bile sergiliyorum. bunu en son adnan şenses yapıyordu sanırım. medyaya dair haznem o kadar az ki, televizyon eleştirisi yapmadan önce bir hafta televizyon izlemem lazım. okan bayülgen bile izleyemedim bu yaşıma kadar. o kadar geç saatte michael jordan havada asılı kalmışsa, kobe bryant birilerinin üzerinden imkansız bir şuta kalkmışsa ya da t-mac bir all-star maçında topu panyaya atıp, yıllarını basketbola vermiş bir sürü adamın arasından fütursuzca yükselmişse uyanıktım.

yüce tanrım, bu blog ve "bırak aksın bebeğim" yöntemi yüzde yüz çalışıyor. yazıya başlarken ki amacım meze üzerine bir güzellemeydi. mezeye dair anlatmak istediklerim bir kenarda beklesin, ben michael jordan'ın yerçekimini umursamadan uçtuğu anları hatırladıkça bile mutlu oluyorum. peki ya şimdi bile yanına yaklaşabilenin çıkmadığı ayakkabıları? air jordan xii'nin yeni bir devir açan çizgileri? air jordan demişken, hemen bir alta gerekli fotoları yükleyebilmek de ne güzelmiş bre! ne diye beklediysem bu kadar


michael jordan gibi adamları gördükten sonra insanın, insanlığa olan inancı artıyor. yenilgiyi kabul etmemesi, geri dönüşleri, havada süzülmeleri, o dönem pota altı oynayan ne kadar adam varsa üzerlerinden smaç basması, ekip oyunu ve basketbolun tüm incelikleri. magic'in dediği gibi:

"there is michael jordan and then there is the rest of us"

ben de bu geride kalanlar familyasından, her işten biraz anlayıp hiçbirinde en iyisi olamayanlar takımındanım. öyle ki yazdığım yazılar bile tek bir ifadeden yoksun, aynen eski günlerdeki gibi timmy, aynen eski günlerdeki gibi...

Hiç yorum yok: