22 Eylül 2010 Çarşamba

boris vian'a dair

"kendini müziğin büyüsüne kaptırdığı yıllarda bir yandan da inşaat mühendisliği diplomasını almaya uğraşıyordu. okulu bitirdiğinde fark etmişti ki canı çalışmak istemiyordu."

"çalışmak, saplanmaktı ona göre. hayatını doldurmak için yaptığı o eğlenceli planlardan geri kalmaktı ama kısa sürede her şeyin kendi arzusuna göre devam etmediğini öğrendi genç vian; yaşamak istiyorsa çalışmalı, yaşamak istiyorsa saplanmalıydı ezberlenmiş, düzenli saatlere hapsedilmiş bir hayatın içine..."

"yaşadıkça daha da uzayan boş zamanlarını sualtı bitkileri çizerek, şarkı sözleri yazarak geçiriyordu; bilimkurguya bayılıyordu. yakın geçmişte birçok hikaye yazmış olan boris, işyerindeki boş vakitlerinde bir kitap yazmaya başladı sonunda. 1943'te tamamladığı, her şeyin standartlaştırıldığı bir hayatın nasıl olabileceğini anlatarak işiyle, iş arkadaşlarıyla, çalıştığı kurumla alay ettiği kitabını ancak üç yıl sonra yayımlatabildi."

"bu kuruluştan ayrılıp bir başka sıkıntı cehennemi'ne gitti vian, bu defa kağıt ve karton endüstrileri ofisi'ndeydi ve yine yapacak işi yoktu. çalıştığı yerdeki boş zamanlarını yine yazarak değerlendirdi; mesai saatlerinde roman yazdığı için kovulduğunda ikinci romanını da tamamlamıştı."

"öngördüğü gibi kısa, çok kısa sürede tamamlanan hayatını doldurmak, kahkahalarla çınlayan, eğlenceleriyle sarhoş eden, hiçbir şeyin önceden tahmin edilemediği sürprizlerle dolu karnavala dönüştürmek istemişti o... ve bunun için zamanı yoktu. öldüğünde yalnızca otuz dokuz yaşındaydı."

"ölüm, onu haklı çıkarmıştı..."

1 yorum:

otomatik alice dedi ki...

"Tembel Ayaklanması Yan Gelip Yatmanın Manifestosu" bu kitabı okumanı tavsiye ederim. millet böyle şeyler keşfediyor. bizse sabah 9 akşam 6 işe gidip gelip, akşam bir takım satırlarla beynimizi yoruyoruz.