4 Ocak 2011 Salı

bir yerden tanıdık?

her şeyin kırmızı tuborg'u anımsattığı zamanlar vardır. bu bazen kırmızı bir çizmenin suda yansıması, bazen kızıla çalan bir gün batışı bazen de dalın üzerine umarsız uzanan bir leopar olur. daha önce kırmızı tuborg içilen herhangi bir durum hemen bitmez, ecnebinin present perfect tense dediği şey de budur. bir kez içersin ve hayatının geri kalanında aklına gelen bir sürü detayın olur. bu çalışırken, yoldayken, sıkılırken, at üstünde batıya sürerken ya da bir deve kervanının başındayken gerçekleşir. bir yudum biranın ne zaman aklına geleceğini bilemezsin, hele söz konusu kırmızı tuborg ise tahayyül bile edemezsin. hafızana attığın her güzel anı, soğuk bir öğleden sonrasında sana geri gelirken "dünyanın sonu değil ya" deyip işe dönersin.

3 yorum:

Adsız dedi ki...

Tuborg kadar asil değil :)

Adsız dedi ki...

Sözlükteki badilerini öğrenmemde bi sakınca var mı acaba? Kimleri okuyorsun?

mies dedi ki...

artık pek yazmayanları daha sık okuyorum. cyrano-eyco-gerrain-tabula rasa-konor-kris sözlük zevkimin temelini oluşturuyor. bununla birlikte diagnost-vulpius-itaatsiz (aklıselim ne demektir, onu anlıyorum sayelerinde) de benim kişisel gelişimime katkıda bulunuyor. tabii epey okuyorum sözlüğü, ama yukarıda saydıklarımın bana katkısı çok büyüktür.