6 Ocak 2011 Perşembe

isteksizlik heykeli

iki buçuk saattir koltuğun üzerinde oturuyor ve çizimlere bakıyorum, beş tane kesiti bitirmiş olmam bir şeyi değiştirmiyor çünkü daha fazlası var ve hep olacak. deri ceketlerin asıldığı tuhaf işlemeli dolaplar var, tavanda ışıktan bir ejderha var, varaklı ayna ve çiziminde bulunmak istemediğim bir sürü gudiklik var. elimden geleni yapmaya çalışsam da dikkatim çabuk dağılıyor, ya pencereden dışarı bakarken ya da başka bir sitede dolaşırken kendime geldiğimde ilerleyen tek şey zaman oluyor. saat bir kez daha 12'ye yaklaşıyor. dün olduğu ve yarın da olacağı gibi.

problemin autocad ile ilgili olduğunu sanmıyorum, başka programlarda da aynı performansı verdiğim bir gerçek. çalışkanlık dürtümü kaybettim sadece, sanki binlerce sene çalıştıktan sonra eleğimi duvara asmış gibiyim. bundan sonrası için tek beklentim yazmak, fantastik dünyaların her köşesini detaylandırabilecek kadar hayal kurup sadece ilgimi çeken şeyler üzerine ömrümü vakfetmek. sıradan işleri yapanlar pek hatırlanmaz fakat tolkien'i her gün bir sürü insan minnetle anıyor. keza ursula k.leguin ve onun ölümsüz "yerdeniz büyücüsü", douglas adams, robert jordan ve "zaman çarkı". beni şu sonlu dünyada en fazla cezbeden şey de, daha önce kimsenin aklına gelmeyen şeylerden bir evren yaratabilme kabiliyeti. elfler, orklar, krallar ve ismi olan kılıçlar. aklımı odaklayabildiğim ve isteksizliğimi yenebildiğim yegane konu tanrısal bir güçle yeni bir şeyleri uydurabilme olasılığı. o yüzden kesiti, planı ya da içine girmekten bile tiksineceğim bir deri mağazasının cephesiyle tamamen zaman kaybettiğimi düşünüyorum. kendimi beş sene sonra değil, beş ay bile sonra burada oturuyor düşünmüyorum. bunun kendi ofisimi açma isteğiyle alakası da yok, bir de işverenin saçmasapan istekleriyle uğraşamazdım. daha fazla kazanmak gibi bir beklentim de yok, sadece nereye kadar gidebileceğimi ve hayal gücümün sınırlarını merak ediyorum. bir sonraki paragrafta herhangi bir zamandan herhangi bir kesit aktarabilecekken, işim olan şeyi neden bu kadar dışladığımı bilmiyorum.

Hiç yorum yok: