19 Mayıs 2011 Perşembe

buğday tarlasında çocuklar

son iki gündür dizginlediğim bira içme isteği, bugün gençlik bayramı olması ve istatistiklere bakılırsa benim de bu gençlik furyasının hala bir parçası olarak gözükmem nedeniyle iyice harlandı. artık yüreğimin götürdüğü yere bugün gideceğim ve sarın bana bunları diye bir kucak birayı kasaya bırakacağım. içimdeki şeytanın bile "yeter artık içme" diye beni sakinleştirmeye çalıştığı görkemli yıllardan sonra, tepesi kelleşmiş cizvit  rahipleri gibi yaşamaya alışmak biraz zorluyor. hem akşama helsinki jaro ile oynuyor ve helsinki kenetlenmiş durumda. dayı tarafından helsinkili olduğumdan bu akşamı boş geçmek olmaz, hep destek tam destek.

şaka bir yana, milli bayramda çalışmak ya da ofise gelmek kadar motivasyon kaybı bir şey de yokmuş. autocadi açtıktan sonra o gül cemaline bile bakmadım, ha ali demir ha kesitler. ikisi de aynı benim için. bir de duvardan boylu boyunca geçen led aydınlatmalar var ki, böyle bir yere girsem anında dönerek kusmaya başlarım; şimdi ekmek ve bira parası için böyle şeyler çizmek zorundayım. ekmek ve bira dedim de, ulan buğdayı bir yerden bulsam çalışmaya gerek kalmayacak resmen; ben hala ortalıkta dolaşıyorum. buğdayı yetiştirip reaktörü de bir şekilde kurarsam, sabahları taş fırın ekmeğini yedikten sonra içmeye başlarım. devlet memurluğundan istifa eden  iskoç kralı dostum birinci willy de gelir, akşama kadar pes atarız. ekin biçer, orakla birbirimizi kovalarız. elimizde orağı gören azrail de geri kaçar, sonsuza dek bir buğday tarlasında, yüzde yüz malt ile yaşarız. 


on lira at da buğday yetiştirek panpa!

1 yorum:

Adsız dedi ki...

:)10 lira.