24 Mart 2011 Perşembe

eve çıkmak ya da çıkmamak

önce annem aradı ve bu taraflarda bir ev bulduğunu söyleyip aramam için numara verdi. sonra babam aradı ve annemin ev bulduğunu, bu işin peşine düşmemi, otelde daha fazla kalmanın mantıksız olduğunu söyledi. en son tekrar annem aradı ve numarayı arayıp aramadığımı, elimi çabuk tutmazsam evin başkaları tarafından tutulacağını, bir şeyler için çaba göstermem gerektiğini yineledi. genel olarak tamam dedim fakat numarayı aramadım, aramak için en ufak istek duymadan aramadım hem de. otelin verdiği "istediğim zaman çekip giderim" hissini ev yok edecek çünkü, beni bu ofise ve bir sürü saçmasapan şeye zincirleyecek. bir ay sonra nerede olacağımı bilmemenin güzel tadını, evdeki eşyalar alıp götürecek. yaklaşan ev kirası ve faturalar, beni biraz daha korkak yapacak; gerektiği zaman patrona gider yapamayacak hale getirecek. sahip oldukların zamanla sana sahip olur gibi değil de, sahip oldukların zamanla ayağına dolanır gibi olacak her şey. bunu biliyorum, çünkü kendimi ve kendimden geri kalanını biliyorum. istanbul, bana akademik anlamda değil de hayat dersi anlamında çok şey öğretti. öyle bir 2009 ağustos ki, bir daha mülk sahibi olmamak üzerine enfes bir seminerdi.

şimdi bir ev bulmuşlar, bir arkadaşlarının üst katıymış da, yeni taşınmışlar da, sahibindenmiş de falan filan. hiçbir şeyine sahip olmadığım otel odamda daha huzurluyum. bilgisayarım yok, internetim yok, sadece 37 ekran bir televizyon ve bir tane de dvd playerım var, yetiyor da artıyor. gecenin üçünde aptal gibi herhangi bir siteye bakacağıma, uyku düzenimi sikip atacağıma, bir şeyler yazmaya çabalayacağıma paşalar gibi uyuyorum. benim olmayan bir çift kişilik yatakta uyanıyorum, daha önce başkalarının kaldığı bir odam var giyotin pencereleri olan. bazı akşamlar pencereyi açıp karanlık denize; bazı akşamlar da denizi açıp karanlık benliğime bakıyorum. 

sabah kapıyı kilitleyip çıktıktan sonra da hiçbir şey benim sorumluluğumda olmuyor. otelden ofise giden yolda hafif adımlar atıyorum. bir sırt çantasıyla dünya'nın ucuna gidebileceğimin bilincinde her gün eşyasızlığı kutluyorum.


bir zamanlar evim. istanbul.

Hiç yorum yok: