27 Ekim 2010 Çarşamba

alfred

alfred, biz sadece piknik yaparken ortaya çıkan asil bir hayvandır, eti sever ama yılışmaz, açgözlülük yapmaz. insanları taciz etmeden belli mesafeyi korur, doğru zamanı hisseder ve biraz yaklaşıp kemiğini aldıktan sonra geri açılır. alfred gereksiz yere havlamaz, gerektiği zamanlarda da havlamayı pek tercih etmez. tüyleri güneşte parlar, temiz ve bakımlıdır, asil ve soğukkanlıdır. gereksiz yere panik yapmaz, koşmak yerine yürümeyi tercih eder. alfred bekler, neyi beklediğini çoğu zaman kendisi bile bilmeden bekler. gözlerinin içi güler alfred'in, hafif etli tavuk kemiğinden hoşlanır fakat bu kemiğin kuma atılmasından pek hoşlanmaz. elimde tuttuğum kemiği son derece profesyonel bir hamleyle alır, temastan hoşlanmaz. çatlayana kadar yemez, rejimini bir pikniğe satmaz. biraz beslendikten sonra aynı yavaşlıkta geri gider; sırnaşmaz. karizmatiktir, başka köpeklerin seviyesine dahi inmez. alfred, ingiltere kraliçesi tarafından şövalye ilan edilmek istenmesine bile heyecan göstermemiş harikulade bir köpektir. biz sadece piknik yaparken gelir ve ete iştirak edip geri döner. 







1 yorum:

Adsız dedi ki...

çok güzel :)