31 Ocak 2011 Pazartesi

enessava others

arkadaş bir behzat ç. indireceğiz, sabahtan beri görmediğim saçmasapan doğrulama kodu kalmadı. çoğunu okuyamadığım için yeniden deniyorum ve isimler, patlamış mısır tenceresinde infilak eden darılar gibi sağa sola zıplıyor. enessava others en insancılları çıktı, gerisini sen düşün artık.

bir saat önce, dizinin bitmesine 100mb falan kalmışken kendi kendine restart atan sistem sağolsun tüm çabayı boşa çıkardı. baştan indirmeye başladım, eğer patron ay sonunda (o da bugün oluyor) "hangi hayvan 460 gb indirdi" diye bir soruyla gelirse, vereceğim tek cevap : "üşüyorduk ve açtık reyiz, internetten yemek indirdik" olacak. sonuçta yemek vermeyen, çalışanlarının yemeğini düşünmeyen işletmelerin de bir handikapı olmalı değil mi esteban?

günün can sıkıcı gelişmelerinden birisi de iki haftalığına stajyer gelmesi oldu. bu mevsimde ne stajyeri deme, ben de bilmiyorum. liseliymiş, iç mimarlık üzerine bir şeyler yapma heveslisi liselerden birisinde okuyormuş ve sömestra girmişler. lise 3'ten sonra bir de lise 4 varmış, yeni öğrendim. iyi ki erkenden başlamışım okumak destanına, bir de lise 4 aptallığıyla uğraşamazdım ki zaten liseyi dört sene okudum. hayır sınıfta kalmadım, hazırlık okudum. hatta lise 1'de insanı hayrete sürükleyecek kadar başarılı ve sinir hastası bir öğrenciydim. tüm derslerim beşti ve geçen yılların bana öğrettiği birkaç şeyden birisi de derslerde başarılı olmanın totalde hiçbir şey ifade etmediğiydi. ki kafası durma noktasında bir yerde çalışan ortaokul arkadaşımı, son model arabasıyla gördüğümden beri okuyup da bir hiç olduğumu fark ettim. liseye gitmemiş ve bir kuyumcunun yanına girip mesleği öğrendikten sonra, zaman içinde kendi dükkanını açmıştı. ben ise muhtemelen aynı zamanlarda cebimdeki iki kuruş parayla bir yerlerde içmiş ve okulu bitirmeye, maket yapmak için sabahlamaya çalışmıştım. okumak benden çok şey götürdü, bir şeyler mutlaka getirmiştir ama şimdilik bunları bilmiyorum. ay sonuna cebimde 12 tl ile girerken bu getirdikleri arasında paranın olmadığına yemin edebilirim. hiçbir şey olamasam bile zengin olmayı denemeliyim, çünkü dünya'da hemen her şey parayla satın alınabiliyor. mastercard'ın dangalak avcısı "paranın satın alamayacağı şeyler" zokası gibi değil, para birçok kapıyı sonuna kadar açıyor. oysa cebimde 12 tl ile açabildiğim tek kapı, beni eve götürecek koltuk araları dar minibüsün kapısıydı.

dizinin 100 mb'lık kısmı bitti, eğer dizi yerine cüceli porno ya da aynı tuhaflıkta başka bir şey çıkarsa gerçekten sinirlenir ve stajyeri aşağıya atarım. staj yapmaktan zerre hoşlanmadığım gibi bunu yapan insanlara, bunu mecbur bırakan okullara ve şu an güney yarımkürenin bakir coğrafyasında tropik balıklar peşinde koşan dalgıçlara da şüpheyle yaklaşıyorum.

enessava others ha? insana dünya'yı gezmesi için umut aşılıyor sanki. oysa sadece bir dizinin doğrulama koduydu fazlası değil.


2 yorum:

4numara dedi ki...

ulan daha bu sabah bizim tolga'ya içinde cüceli porno geçen bir cümle kurdum ve bu hayatımda cüce ile porno'yu aynı cümlede kullandığım ilk kelimeydi. şimdi burada okuyorum. hasta mısın sen :))

mies dedi ki...

ahaha, şu senin "adi adım" yazında da ben aynı şeyi yaşadım. kamuflajın cebine pötibör bile sokmuştum. kantini açık buldum diye 20 tane eti puf alıp başıma bela ettim:))

cüceli de benden bi hediye olsun. ki behzat ç. çıktı, artık eskisi kadar isabetsiz değil downloadlarım.