17 Şubat 2011 Perşembe

şampiyonlar ligi geceleri

stadın yıldızlı kubbesini ve değişmeyen fon müziğini ne zaman duysam keyfim yerine gelir, güzel top oynayan adamların hafta içi buluşmasını pürdikkat izlerim. iki tarafın da birbirinden güzel top oynadığı ve geri adım atmadığı maçların cennetidir bu lig, öldüğüme sevinirim. 

dün de bu gecelerden biriydi. star, arsenal-barcelona maçını canlı vereceğini de duyurduğundan, artık her şeyi parayla satın almaya alıştırılmış bünyemde tatlı bir şaşkınlık oldu. bedava izleyebilecektik ha? d-smart uydu alıcımızın olması gerekmeyecekti yani? yine de ispanya ligi maçlarında dahi şifreye giren uydu sistemi sağolsun, bu maçı otelde izleyemeyeceğimi, mutlaka bir mekana sığınmam gerektiğini düşünüyordum. zalgris-fener maçını izlemeye dalmışken maç saati de gelip çatmıştı ve hala yatakta uzanıyordum. içimde star'ın şifreye girmeyeceğine dair açık mavi ve yarı şeffaf bir umut vardı ama yine de kalktım üzerimi giyindim. montumla televizyonun karşısında beklemeye başladım, ekran karardığı an koşmaya başlayacak ve on dakikada maç izleyecek bir yerler bulmayı başaracaktım. maç öncesi görüntüler, dandik televizyonda bile güzel gözükürken eve gitmediğime pişman oldum. gün içinde düşünmüştüm fakat bitmeyen render ve ertesi sabah 5.30'da uyanacak olmak gözümü korkutmuştu. bir haftada aynı travmayı bir kez daha yaşayamazdım.

maç başladı ve star şifreye girmedi. üzerimi giyinmem totemi işe yaramıştı, pijamaları anında geri giyip yatağa zıpladım, yattığım yerden mutlu olmayı başarmıştım. ilker yasin'in gerçeği korkutup kaçıran hayal dünyası ve hiko'nun kotalı dağarcığı, oynadığım tüm maçların daha ilk yarılardan yatmış olması ve shaktar'ın ilk yarı 3 tane atması bile moralimi bozmadı. çok güzel maç oldu, barcelona'nın uzun zamandır ilk defa uzun pas yapmak zorunda kaldığını ve messi'nin bariz gol kaçırdığını gördüm. seyirci ve stad ne güzeldi, samir nasri ve bilekleri nasıl estetikti. fabregas'ın ayağın önüne inen pasları ve van persie'nin ölü noktadan geçen volesi. ilk yarı barca- ikinci yarı arsenal'in 1'e 25 veren oranı odamın penceresine çarpıp ölü bir kuş gibi otelin bahçesine düştü.

maç bitti, roma maçını ve hiçbirini sevmediğim olimpiyat statlarının boşluğunu izlerken uyuyakalmışım. rüyamda, sol kanatta fuleli çalımlarla sıfıra iniyordum. üzerimde kırmızı bir forma ve ceza yayının hemen üzerinde ayağını kurmuş bekleyen gerrard; steven "the skipper" gerrard.


Hiç yorum yok: