17 Aralık 2010 Cuma

fırtınalar ülkesi


zor bir geceydi, bir ara otelin temellerinden kurtulup denize doğru yuvarlanacağını ve kısa hayatımın görkemli bir sonla noktalanacağını düşündüm. camlar titriyor, saniyede bir çakan şimşekler odayı alabildiğine aydınlatıyordu. dalgaların sesleri, rüzgarın uğultusunu da yanına katıp duvarların içinden geçiyor ve televizyonun sesini engelliyordu. dışarıda kıyamet koparken, diyagonal odamda migros'tan aldığım muhteşem mezeleri yemekle meşguldüm. patlıcan salatası, ciğer ve italyan salatası ile son günlerin en görkemli menüsünü, ortalama bir fast food fiyatına almış ve yaklaşan fırtınaya yakalanmadan kendimi korunaklı mekanıma atmıştım.

arabaların alarmı baskıya dayanamayıp çalmaya başlarken, rüzgar da her dakika şiddetini ikiye katlıyordu. ağaçlar yerlere kadar eğilip aman diliyorlardı mitolojik tüm tanrılardan. yer gök birbirine girmişti ve ortalık sakinleşecek gibi gözükmüyordu, o sırada yüzümde hafif bir tebessüm ekmekle mezelerin dibini sıyırıyor ve yarın yiyeceğim mezelerin listesiyle meşgul oluyordum. whopper bile asker karavanası gibi gelmeye başlamıştı, meze işini bulmakla iyi etmiştim.

odanın camları tamamen kapalı olmasına rağmen, belli belirsiz bir rüzgar battaniyelerimin altına sızıp ayak parmaklarımı gıdıklamaya çalışıyordu. yatağımdan kalkıp camın kenarına gittim, büyük prodüksiyonlu bir şovun en ön sırasındaydım sanki; tüm coğrafya bir sirkin dekoru gibi gözüküyordu. dışarıya çıkmak tehlikeliydi ve ne yazık ki tehlike benim göbek adım değildi. zaten pijamalarımı giymişken dünya'nın hiçbir süper gücü beni dışarıya çıkaramazdı.

ortalığı topladıktan sonra televizyonu açıp kat kat battaniyelerin altına girdim, bazen katlar arası anlaşmazlığa düşüyor ve bacağımın birini ikinci katta, diğerini ise dördüncü katta buluyordum. ev baklavasının içindeki ceviz gibiydim o kadar kat battaniyenin arasında (bana sakın metaforlarla gelme çocuk).

dışarıda küçük çaplı kıyamet koparken, tüm sakinliğimle fırtınalar ülkesinden çıkıp uyku krallığına doğru adımlarımı hızlandırdım. rüyamda durgun bir deniz ve örnekköy diye fantastik bir ülkeden eve çıktığımı gördüm.

Hiç yorum yok: