11 Aralık 2010 Cumartesi

işaret

belki de bütün bu saçmalıkların amacı bana işaret vermektir, gün boyu aklımda olmayan sayısal loto fikri biraz önce ışıldadı. dışarısı yağmurlu ve fırtınalı. yer soğuk, yalıtımsız bir apartman olduğundan dışarının tüm atmosferi içeride. her şey bitmeye yakınsamışken, patron mimar "nasıl olsa parasını ödüyorum" diyerek yeni fikirlerle geldi bu da bana ekstradan bir sürü sıkıntı çıkardı. bu döngüden ve sömürü düzeninden kurtulmam için de para lazım, en yakın para da bir sayısal bayiisinde. bugün fazla sert bir gün oldu, demek ki o gün bugünmüş. buradan çıkıp bir yolunu bulacağım ve oynayacağım. belki çıkar ve hayatımın herhangi bir cumartesisinde render beklemek zorunda kalmam. daha önceden yüzlerce yaşadığım o kadar tanıdık bir his ki bu, ara vermiş olmam unutmamı sağlayamamış. aynen suadiye'deki ofiste gece yarısına kadar çalışıp istiklal'e döndükten sonra, insanların yüzüne bakarken duyumsadığım yabanileşme gibi. ya da gayrettepe'de, bir restoranın başka motifine hayatımı verip de gecenin ikisinde bitik bir metabolizmayla eve yürürken mecidiyeköy viyadüğü'nün altında hissettiğim şeyler gibi. şehir ve zaman çok fark etmiyor, vray building light cache yazan bir dosyanın sonuçlanmasını ve sonra çıkıp gitmeyi bekliyorum. antalya'da mecburi misafirliğe devam, oysa eve gidecektim bugün. beş gibi çıkarım demiştim, şimdi çıkması imkansız bir lotonun olabilirliği üzerine yazı yazıyorum.



2 yorum:

Adsız dedi ki...

İş dünyasının acımasız cehennemine "welcome back" mies!!

Adsız dedi ki...

her sene cehenneme geri dönüyor, sonra da cennet hayaliyle yaşıyorum. bundan otuz tane daha yaparsam, ömrümü tamamlamış olacağım (ortalama insan ömrü baz alınmıştır.)