2 Aralık 2010 Perşembe

felis willus



beni tuborg'la tanıştıran, alışmam için ciddi miktarlar harcayan ve desteğini hiçbir zaman esirgemeyen aziz dostum willy'nin fotokapanla çekilmiş ilk ve tek fotosu bu. ara sıra efes içtiği için nesli tükenmek üzere. türünün devamı için garanti maaşı ve devlet memurluğunu seçti, biraz önce telefonla konuşup fotoğrafını bloga yüklemek için izin istedim. cevap vermedi sadece "sokarım senin on bininci gününe, yeter artık" dedi. "bıktırdın usandırdın, yeni işin de hayırlı olsun" dedi. karşılıklı küfürleştik ve en yakın zamanda bir araya gelip içmek üzerine iyi dileklerimizi sunduk birbirimize. tuborg bulamadığımız çıralı-phaselis ve kaleköy-üçağız serüvenlerimizde yolumuza efes'le devam etmiş ve bundan çok da pişman olmamıştık. güzel bir manzarada bira içmek, tuborg olsun illa ki ısrarından her zaman daha önemliydi. 

willy, on bininci gününü 14 aralık 2009'da bundan zerre haberi olmadan geçirmiş birisi. o sırada askerde olmasam, bu on bin furyasıyla onu da bıktırırdım fakat kısmet olmadı. heralde karın boşluğuma yumruk atar ve bir daha sayılar hakkında konuşmamı engellerdi. sinirlendiği zaman daha güzel oluyor, çok sevinirse de daldan dala atlıyor. bir devlet dairesinde insan kamuflajının içinde raporlarla, işveren ve götverenlerle uğraşıyor. hafta sonları çalışmayıp dizi izliyor, çok harikulade pes oynuyor fakat son kazanan bendim. bira içme kapasitesi bakımından rakiplerine tur bindirir, iyi araba kullanır. sevdiklerine bonkör, sevmediklerine ise acımasızdır. gözlerinden merhamete dair tek bir gölge geçmez, içkiyle sigara içmeyi çok sever. et odaklı beslenir, nerede ne var bilir, bulur ve not alır. ısrar etti mi adamın belasını siker. 2001'in eylülünde tanıdığım ve onu tanıdığım için beni ara sırada olsa pişman eden kraliyet ailesinden bir adamdır, büyük büyük dedesinin iskoç kralı olduğuna dair söylentiler anlatılır kuşaktan kuşağa.

willy yabancı dil bilmez, türkçe'yi bile mecbur kalmadıkça kullanmaz. az konuşur, az dinler. sakinliğini sadece etrafında uçuşan bir böcek gördü mü kaybeder ve sineğe biber gazı sıkar, deodorantla lav silahı yapabilir. bu lav silahını her tarafın ahşap olduğu ağaç evde bile kullanmaktan çekinmez, ölümle dans eder.

willy, iki dostumdan birisidir. isimsiz ormanlarda dolaşır ve bira kutusu buldu mu hemen başına çöreklenir.

Hiç yorum yok: