7 Aralık 2010 Salı

taslaklar

yazıya ara vereceğim dedim ya, beynim "hayır ibnetor" dercesine sürekli yeni fikirlerle aklımı karıştırıyor. kurgular, karakterler, olaylar derken bir bakıyorum ki banyoda sıcak suyun altında bekliyorum. zihnim yine başka bir zamana kaymış, serüven peşinde sürükleniyor.

her şey karmakarışık, sırt çantamı hazırladım, ayakkabılarımı sildim, çizim programlarını yanıma aldım ve sabah altıda evden çıkıyorum. dokuzda iş başı var, her şey baştan başlıyor fakat akşamında nerede yatacağımı bilmiyorum. tam bana göre bir destan; eksik sahneler var yine. yarın şimdi gibi ne halt ediyor olacağım.

1. bir apart otelin odasında, küçük televizyona bakıp uzanırken
2. aile dostumuzun yanında, meyve ye ısrarıyla yüzleşip daralırken
3. belki de yine burada.

tercihim ilk olarak apart otel olayına girmek, aylık 450 kağıt çok fena değil ama bir evimin olmasını her zaman sevmişimdir. ona da gelecek ay bakarım artık, 2010 bitiyor be yalan dolanla. askerden geldik - tuborg'a girmeye çalıştık - evde oturup mail bekledik- yeni işe girdik derken şuradan kaldı üç hafta. yine de iyi yol yaptık ha, işsiz bir adama göre fena değildi. tabii bir jack kerouac olamadık ama kim olabiliyor ki?

tüm hayatını maç özetleri izleyerek geçiren bir adam fikri gelmişti aklıma, günün birinde doksan dakikalık maç izlerken kalp spazmı geçirip ölüyor. sonra "başlangıç" üzerine dört karakter: birisi, annesinin karnındaki son günlerini geçiren ve hayata başlamak üzere olan bir bebek. beklemekten sıkılmış. ikincisi, küçük dükkanını genişletmeye yıllar önceden karar verip parayı anca denkleştirmiş bir bakkal. rafları ve barkod okuma sistemi olan süpermarket gibi bir şeye sahip olmasına birkaç gün kalmış. üçüncüsü, askere gitmesine çok az kalmış bir çocuk. okulunu bitirip sarı zarfını aldıktan sonra gergin bekleyiş, evin içinde dolanıyor. ne yapsa olmuyor, bir an önce başlamasını istiyor askerliğin, şafak atsın beklentisinde. dördüncüsü ise, uzun süre işsizlik ve evde oturmaktan sonra sonunda bir işe girmiş ve odaklanmış bir mimar. dört karakterin hayatı da aynı gün yeni bir başlangıçla şekilleniyor. bebek doğuyor, bakkal sahibi yeni marketinde siftahını yapıyor, asker birliğe teslim oluyor, mimar ise akşama kadar çizip üzerinden attığı yük ile caddelerde yürüyor. bir nevi kesişen yollar denemesi. bakalım, yakın zamanda buna da bir şeyler yazmak lazım.

yarın, mimarlığa kaldığım yerden devam edeceğim. en son nerede kalmıştım onu bile hatırlamıyorum.

1 yorum:

Adsız dedi ki...

iyi ki de aklını karıştırıyor beynin:) bir şeyler yazıp arada da hobi olarak mimarlık yapmalı bir de bol bol fotoğraf çekmeye devam etmeli:) şimdilik başka isteğim yok:)