17 Aralık 2010 Cuma

here comes a new challenger!

taytı, pelerini, parlak çizmeleri, parası, aracı hatta ehliyeti, sosyal güvencesi, evi olmayan bir kahraman bu; tek özelliği reenkarne olması. ölür ölmez tekrar doğuyor, yedi sene bekledikten sonra tekrar okula gidip yıllarca okuyor, okulunu zamanında bitirememek gibi bir özelliği de var, iki sene uzattıktan sonra askere gidiyor, askerden gelip biraz işsiz kaldıktan sonra bir işe giriyor. onu bir kahraman yapan özelliği ise, her hayatında ilk maaşını almaya sayılı günler kala aptal bir kaza sonucu ölmek ve saatler sonra yeniden doğup her şeye yeniden başlamak. askerliğini birinci dünya savaşı esnasında üç, ikinci dünya savaşında beş sene; 2000'li yılların başında zorunlu askerlik uygulayan bir ülkede beş ay yaptığı da oldu. askerlik sonrası sendromunu her seferinde yaşadı, 70'lerin başında savaş karşıtı gösterilerde bir tekerlekli sandalyede washington'da dolaştığı da oldu. savaş karşıtlığının bir sonuca ulaşmayacağını fark edip bir markette çalışmaya başladıktan tam otuz gün sonra yeniden öldü.

insanlığın asırlardır yaşadıklarını, bir de kendisi yaşayan; sürekli yeniden doğup her hayatında perişan olan, bazen çok içip bazen de dine saplanan ve diğer insanlardan hiçbir farkı olmayan kendi halinde bir süperkahraman bu. tam kendi parasını kazanıp işlerin yoluna gireceğini düşünürken yeniden ölen, tanrı'yı bile üzen kadersiz bir seçilmiş. trajikomik, öleceği günün sabahı bile ilerisi için planlar yapan, gelecek parayı nereye harcayacağını az çok hesaplamış, para biriktirmek konusunda hevesi olan fakat buna binlerce yıldır muvaffak olamamış sessiz, sakin ve hafiften içine kapanık bir adam. ölüm onu kıskıvrak yakaladığında, genelde o akşam ilk maaşıyla kendisine ziyafet çekmeyi düşünen ve bu uğurda öğlen yemeğine bile çıkmayan bir talihsiz...



Hiç yorum yok: