daha ilk maçtan kaybetmeyi, porto'nun defalarca gelip de bir gol atamamasını ve sevilla'nın tek atakta golü bulmasını, akşam yediği saçma tavuk gibi hazmedememişti. yatağında boylu boyunca uzanıyor ve cılız bir sarı ışığın vantilatörün altından sarktığı odasında ne yapacağını düşünüyordu. bir tane gol atsalar, biraz sonra başlayan maçların anlamı da ikiye üçe katlanacaktı fakat olmamıştı işte. gerek sevilla'nın kalecisi, gerekse porto forvetlerin ciddiyetsiz oluşu, onu garanti gördüğü bir maçtan etmekle kalmamış, moralini de bozmuştu. gecenin erkenden bitmesine dayanamazdı, kötü yemek tercihi yaptığı bir gecede bu başarısızlıkla aynı yatağa giremezdi.
yatağından doğruldu, bir çırpıda üzerini giyinip televizyonu dahi kapatmadan kendisini dışarıya attı. marsilya ve manchester, beraberlikle bitecek bir maça başlayacaklardı. şansı yaver giderse inter de bayern münihle golsüz berabere kalacaktı. kapısına kadar gelen parayı geri çeviremezdi. sakalını sıvazlayıp açık bayii bulma umuduyla hızlı hızlı yürüdü. bir alışveriş merkezinde görmüştü sanki kupona benzer bir şeyler, her şeyi hayal meyal hatırlıyordu. sanki bir rüyadaymış gibi hareketleri kendinden bağımsız gelişiyordu.
alışveriş merkezine girdi, programlanmış gibi üçüncü kata çıktı ve kuponu doldurup çıktısını aldıktan sonra geri indi. parlak vitrinlerden yansıyan görüntüsü bile bu saatte alışveriş merkezinde ne için dolaştığını merak etti. parlak granitleri, tavan boyunca ilerleyen aydınlatmaları ve temiz mekanları sevmezdi. biraz sonra patlayacak bir santralden kaçar gibi çıktı alışveriş merkezinden. antalya'nın kimsesiz akşamlarından birisindeydi yine, beyaz floresanların az aydınlattığı belediye otobüsleri boştu. kuponu oynadığı için keyfi yerine gelen genç adam, bunu kutlamak için benzin istasyonuna girip bir litre kola aldı. aylardır kola içmiyordu ama maç izlerken uykusunun gelmemesi için bu şarttı. şartların şekillendirdiği sıradan hayatını oranlar belirliyordu.
odasına gelip eşofmanlarını giydi, maça on beş dakikadan az bir süre kalmıştı. kolayı bardağa doldurmak yerine kafaya dikti ve ilk yudumda, bira almanın çok daha iyi bir olacağını düşündü. bir kez daha çıkamazdı dışarıya, jandarma bile çıkaramazdı.
maçın ilk yarısı, manchester maçı gibi berabere bitince ancak paranın basit insanlara verebileceği bir sırıtmayla başka kanallara geçti. bu sefer olacaktı, porto'nun basiretsizliği yüzünden gecesi mahvolmayacaktı. ikinci yarıyla birlikte uykusu da başladı. ne zaman uyuyakaldığını bile bilmeden gözlerini açtığında, maçın seksen beşinci dakikası oynanıyordu ve bir terslik olmazsa para kazanacaktı. sadece beş altı dakika daha dayandıkları takdirde, yeniden üstünü giyip alışveriş merkezine gitmenin karşılığını misliyle alacaktı.
doksan dakika, diğer maç gibi golsüz berabere bitti. hakem iki dakikalık uzatma verdiğinde, para kader gibi kesin gözüküyordu. yatağında doğrulup son dakikaları sinsi bir ifadeyle izledi. robben, sağ açıktan aldığı topu sol ayağının dışıyla köşeye gönderirken kaleci julio sezar'a güveni tamdı. fakat sezar, yıllar önce brütüs'ün kendisine yaptığı bu sefer genç adama yaptı. topu sektirdi ve gomez, seken topu uzatma dakikalarında filelerle buluşturarak berbat geçen geceye damgasını vurdu.
içinde yükselen ateş dalgası genç kumarbazı yuttu ve geriye bir avuç kül bıraktı. uyku gelmedi, başucunda duran kitaplar da hırsına yenik düşmüş bu ölümlüye hiçbir şey ifade etmedi. gece üçe kadar yatağında durup sayfalara baktı, askerdeyken başlayıp iki ayda bir olmak şartıyla bir şeyler yazdığı defterine içindeki nefreti kusarken yarım yamalak bir rüyaya daldı. rüyasında tüm maçların berabere bittiği bir ülkedeydi ve mutluydu.
8 yorum:
çok dramatik bir son oldu be.marsilya'ya x/2, inter'e x/2 oynayan ben ise ikinci 45 leri formaliteye çevirdim kendi adıma.
yalnız programda 3 maç olsa dahi suyunu sıkıp kupon çıkarmak zorunda hissetmek inadı nedir onu anlayamadım bir türlü :)
bağımlı oldum mu onu anlamaya çalışıyorum. eğer böyleyse çekeceğim var, beni yattığım yerden kaldırıp kupon yapmaya alışveriş merkezine gönderecek tek şey içimdeki kazanma hırsı ve sakallı kumarbazdır. son dakikada atılan gol 70 kağıdımı aldı götürdü. manevi hasarı ise kafadan bin lira var. bakalım bugün d.kiev'in oranı güzel. liverpool da farka koşar. bu sefer kesin:)
bjk alt, liv'pool ve m.city handikap, villareal 1...allah bizi davul etsin :))
bjk alt olmaz, ben 1/1 diyeceğim. kiev disiplinli takım, kontrolü elden bırakmayacaktır. liverpool da pek dengesiz ama neden olmasın. allah porto'nun da hulk'In da belasını versin bu vesileyle.
hehe...biraderin yan odadan haykırışlarının sebebi belli oldu şimdi: HULK :))
bir kuponda da, x/1 porto, x/2 bayern yazmıştım. resmen fiyasko special night yaşandı dün, saygısızca. hulk dedik, hulki çıktı.
motive ettin beni. bıraktım çizimi programı inceliyorum...
Yorum Gönder