24 Haziran 2011 Cuma

adsızlara veda

ernest hemingway'in yazıp da bastırmaya fırsat bulmadan intihar ettiği ve en az silahlara veda kadar iyi olduğu söylenen kayıp romanı adsızlara veda; kimliksizliğe karşı açılmış savaşın kutsal kitabı olarak kendi türünü yarattı. adsızların hükümsüzlüğünü ispat etmeye çalışan yazar, dünya'da bir türlü azalmak bilmeyen kötü niyete ve akılsız ısrarlara daha fazla dayanamayıp 1961'de aramızdan ayrılmayı tercih ettiğinde, çalışma masasının üzerinde bu kitap vardı. 

ernest'in etrafında dolaşan adsız laneti, ondan yarım asır sonra bu sefer benim etrafımı mesken belledi. kimliksizliğin şuursuzlaştırdığı ve yalancı bir özgürlük bahşettiği birkaç adama cevap vermeye çalışmak yerine yazmak istediklerime daha fazla vakit ayırıp buna göre davrandım. istediği cevapları alamayıp, kafalarında yarattığı profile "ıssız adam" motivasyonu üzerinden daha fazla bilenen adsızların ısrarı beni yıldırdı ve adsızların yorum yapma seçeneğini ellerinden almak zorunda kaldım. benim hakkımdaki kesin düşüncelerini dost meclislerinde ya da katılıyorlarsa altın günlerinde paylaşmaları, blogun güzergahı açısından daha sağlıklı. laf ebeliği yapmayı, her şeye bir karşılık vermeye çalışmayı, lafın altında kalma-kalmama durumuyla vakit kaybetmeyi pek tercih etmiyorum.

üzgünüm adsız, üzgünüm zeytin gözlüm. istediğin zaman mail atabilir ve bir şeyler söyleyebilirsin; ama ben cesaretimle spotların altında dikilirken, karanlığın içinden salvo yapamazsın. yüzü olmayan insanların hakaret yuvasına çevirdiniz lan canım blogu. 


Hiç yorum yok: