13 Haziran 2011 Pazartesi

iki kişi: kidd ve nowitzki

türkiye'de her iki kişiden biri oyunu akp'den yana kullanıp hayatlarından memnun olduğunu bu şekilde dile getirirken; çok uzak bir ülkenin doğu yakasında, yıllar boyu aralıksız çalışmaları ve şampiyonluk özlemleriyle tanınan iki adam da sonunda amaçlarına ulaştı. ikinci çeyreğin ortasında uyuyup son çeyreğin başında uyandığım ve rüyamda parkelere çıkıp yüzük için mücadele ettiğim altı maçlık seri de bu sabaha karşı, dallas mavericks'in şampiyonluğu ve insanın yüreğine dokunan dirk nowitzki mağrurluğu ile son buldu. maçın son saniyelerinde kimselere haber vermeden soyunma odasına gidişi, şaşkınlığı ve asaleti ile bana, babasının öldürüldüğü sene şampiyonluktan sonra kendini yere atıp ağlayan michael jordan'ı hatırlattı. nowitzki ve kidd, ne kadar büyük ve ne kadar alçakgönüllü güzel insanlar. alanlarında en iyileri olmalarına rağmen ne bir kibir var ne de tüm dünya'nın hakimiyim ayakları. kidd, maçtan sonra hemen rakibi teselli etti. ama miami şampiyon olsaydı, lebron'un yapacağı ilk şey sahanın ortasına geçip işaret parmaklarını yukarıya kaldırdıktan sonra dünya'nın geri kalanına "chosen one" küstahlığı yapmak olacaktı. bu ülkede değil ama dünya'nın başka ülkelerinde güzel şeyler oldu, çok çalışanlar karşılığını eninde sonunda aldı. oyun kurucunun ve zekanın ne demek olduğunu, ilerleyen yaşına rağmen lebron ve wade gibi adamları tutup doğru planlarla takımını şampiyonluğa taşıyan jason kidd bir kez daha gösterdi. kıvırcık saçlarını oksijenle açtırdığın phoenix suns günlerini hatırlarım kidd, vince carter'a attığın alley-oop paslarında sabaha karşı şaha kalkmışlığım var.

iki kişiden birinin oyunu akp'ye verdiği, başka iki kişinin ise yıllar ve yollar sonra şampiyonluğa kavuşup beni mutlu ettiği bir gündeyim. halk böyle istiyor deyip her şeyin daha da berbat hale getirileceği, kişisel hak ve özgürlüklerin esamesinin okunmayacağı günlerin hızla yaklaştığının da bilincindeyim. sınıfta kaldın demokrasi ama sen çok yaşa dirk nowitzki!



Hiç yorum yok: