güneşe dönük olma durumu olarak tanımlayabileceğim bakı, mevsim yaza dönerken en önemli coğrafi ve mimari terim olarak öne çıkıyor. sabah güneşini görmeyen ve üst katların konsol çıkmış balkonları altındaki gölgede huzurlu bir ejderha gibi yatan sevgili evim winterfell antalya güneşinin insanın retinasını yakan parlaklığından zerre etkilenmez iken, güneşin bağrında uzanan ofis, daha dokuz olmadan minik bir cehenneme dönüşüyor. klimaları açıyor ve onun yalancı serinliğinde biraz durduktan sonra hasta olmamak için kapatıyoruz. kapattıktan beş dakika sonra oda yine sıcak oluyor, duvarların emdiği sıcak yüzümüze yayılırken bunun temmuzu ve ağustosunu düşünmeden edemiyorum. ev, serinliğini muhafaza edecek gibi. sevgili örümceğim ölümsüz muhsin de dediklerimi onaylayacaktır. o yüzden, çıralı ve olimpos arasındaki coğrafyada, çok uzak olmayan bir gelecekte kendi evimi inşa etmeye giriştiğimde, güneşin hareketlerini uzun uzun izleyeceğim.
yapı fiziği dersinde bunu göstermişler fakat ne kadar ölümcül olduğundan bahsetmemişlerdi. yapı fiziğine dair hatırladığım diğer şey ise, dersten kaçıp okulda düzenlenen pes turnuvasına katılmış ve yarı finalde elenmiştim. beni yenen adam gerçekten iyiydi ve arsenal ile nasıl oynamasını gerektiğini uzun bir süre önce çözmüş gibiydi. gerrard bile yetmemiş fakat son dakikada attığı gol ile durumu 2-1'e taşımıştı. takvimlerin 2006'yı göstermesi lazım, şampiyonlar ligi finalinden sonra liverpool hastalığım artmış ve bedenimi tamamen ele geçirmişti. gölgede, güneşte fark etmeden 1892'de kurulmuş bu kulübün izlerini takip ediyordum, shankly gates ve yağmurlu limanların ardından antalya'nın sıcak sabahında, pencerenin hemen kenarında bişiyorum şimdi. eğer apartmanın diğer tarafında yer alsaydı ofis, serin bir sabah ve akşam güneşiyle dolan beyaz duvarlar olacaktı. her şey ne kadar basit, güneş ne kadar hakim.
o yüzden bakı mezopotamya ve firavunlar vadisinde olduğu gibi, antalya'da da oldukça önemli. serin bir gölgede çalışmak nere, güneşin duvarları parçalayarak masamı dahi ısıttığı bir haziran sabahında uğraşmak nere?
okulda öğretilen her şeyin zamanla karşıma çıkması da başka yazının konusu olsun, bir kez daha gitmek lazım mimarlık fakültesine. en baştan, sakin sakin öğrenmek lazım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder