24 Kasım 2010 Çarşamba

yazı taslakları

aklıma gelenler pek fazla kalmayıp çekip gittiklerinden bunları maddeler halinde yazmak en iyisi:

1. adana kebap: "bunu neden başka şehirde böyle güzel yapamıyorlar" deyip önümdeki kebaba odaklanıyorum, tepeden tırnağa ıslak sakallı bir adam da "binlerce yıldır böyle evlat, sakin ol" diyor. üç kollu bir mızrağı var ve kebap yemek için her gece olimpos denizlerinden adana'ya geliyor. söz konusu adam denizler tanrısı poseidon ve her gece adana'ya gelmekten bıktığı halde bu zevkten vazgeçmiyor. kebabı bulgur pilavının üzerinde getiren işletmeleri helak etmeyi bile yıllar önce bırakmış, sadece pek ses etmeden yemeğini yiyor. üzerinin kuruması için genelde mangalın yanında yiyor. közlerin kızıl ışıkları adamın beyaz sakallarını boyamış, kimse onun bir tanrı olduğunu bilmiyor. dükkanın en eski müdavimi.

2. ısrar : "ölümü öp" ile katmerlenen kadim günlerden kalma bir işkence yöntemi. pişmaniye yemem için "ölümü öp" diyen bir teyzeye, pişmaniye yemenin ölü öpmekten daha zor olduğunu anlatamıyorum. tam ağzımı açacakken bir şeyler söylüyor ve elimde dev bir baklava-pişmaniye ya da bunun gibi rezalet tatlılar tabağını sıkıştırıyor. tabağı usulca bir kenara bırakıp teyzeyi mecburen öldürmek ve öpmek zorunda kalıyorum. tabağı sonra mutfağa götürüyor, ev halkından özür diliyorum ve çekip gidiyorum. tatlı yiyememek beni hem nekrofil hem de katil yapıyor, oturup hüzünleniyorum.

3. geleceğe mektuplar : gelecekte bir güne mail atan bir site sayesinde, seneler boyunca aynı güne mail atıyor ve kendimden bahsediyorum. gelecekteki halim ise, söz konusu gün geldiğinde saat başı geçmişteki farklı bir halimden uzun bir mail alıyor. birisi para istiyor, birisi nasihat, birisi arabasının anahtarını. geçmişteki hallerinin sıkıştırdığı sinirli bir ortayaşlı adam. yapacağı pek bir şey yok, çünkü tüm mailleri yazan kendisi. belki, o da zamanı alt ederek geçmişteki hallerini mail atar ve onu rahat bırakmasını söyler bilmiyorum. zamanda yolculuk konusuna odaklanmam lazım biraz, işe başlamadan önce aklımda ne varsa temize çekmek ve sıfır kilometre bir beyinle kendimi iş tanrısına kurban etmek istiyorum.

1 yorum:

hevesli bardak dedi ki...

Pişmaniye yemenin ölü öpmekten zor olması durumuna sesli gülmeden edemedim.