10 Kasım 2010 Çarşamba

rock 'n' roll

güne güzel bir filmle başlamak tüm sıkıntıyı alıyor ve günün geri kalanında insana ne yapması gerektiği hakkında net fikirler veriyor. bugün film izleme günü, dün gece yatağa giderken "yarın üç tane öykü yazacağım" demiştim fakat hem sözlüğün kısır, bıktıran ve insanda okuma aşkı bırakmayan siyasi ısrarı hem de film izlerken başka hayatların içine güzelce misafir olmanın keyfi beni bugünlük bilgisayarın karşısından kaldırdı. 

ilk filmi biraz önce bitirdim: the boat that rocked!

televizyonu kapatıp müziklerini dinlesem güzel, sesi kısıp görüntüleri izlesem insanlar ve mekanlar şahane; hem görüntü hem de sesle resmen ziyafet çektim kendime. ardısıra patladı şarkılar suratımda, beach boys'un insanı ne kadar mutlu eden bir grup olduğunun bir kez daha farkına vardım. procol harum, whiter shade of pale'e tam yeri ve zamanında girerken de, rock müziği tercih edip bu tercihi her geçen gün perçinlediğim için kendimi bir fincan kahveyle ödüllendirdim. peki ya father and son ile cat stevens'ın o kadifemsi sesi, rock'un 60'lar sonundaki o en güzel hali? hepsinin tadı damağımda, en yakın zamanda bir daha izlemek ve o yıllarda yaşama arzusuyla başa çıkmak farz oldu. şu aralar politikacıların daha iyi bir yer yapma vaadiyle sikip bıraktığı bir dünyada yaşıyoruz, türkiye ve onun siyasi içerik üretmeye çalışırken diğerinin kafasını ezmeye çalışmaktan başka bir şey yapmayan gençliği de bundan epey nasibini almış. önceden radio rock yasaklanmaya çalışılırdı, şimdi ise siteler. politika her zaman insanın başına bela olmayı sürdürürken, rock da umut vermeye ve ayağa kalkıp savaşmak konusunda cesaret verecek. takım elbiseli kısa saçlı çirkin adamlar ve bu adamların peşinden giden bir sürü salyalı insan çoğunluğu oluşturmaya devam ederken, güzel günlerin hayaliyle kendisini müziğe verenler azınlığın o güzel tadını duyacak. 

ne güzel bir filmmişsin sen the boat that rocked, bir de içerek izlemek lazım seni. gündemin çirkefliğinden, gerizekalı bir sürü adamın aynı söylemleri bitmek bilmez bir ısrarla başa sarmasından, hoşgörüsüzlükten ve can sıkan tüm bu sirkülasyondan kurtulmak için binmem gereken kırmızı bir gemiymişsin. 

Hiç yorum yok: