29 Temmuz 2011 Cuma

the decision of fazer

kredi için olumlu sonuç aldığını ve akşama antalya'ya gelip motora bakacağını söyledi. uzun zamandır istediği, posterini duvarına astığı, sesini çok uzaklardan ayırt edebildiği fazer'ine kavuşmak için kimsenin fikrine, öğüdüne ve oyalamasına ihtiyacı yoktu. ben de, sadece fikir bazlı özgürlük savaşçısı olarak, motosiklet alma fikrine karşı çıksam da sonradan yaptığım şeyin ne kadar büyüklere özgü bir aptallık olduğunu fark etmiş ve desteklemeye başlamıştım. motosiklet sürmek istiyorsa sürerdi, benim gibi belirsiz geleceğe dair belirsiz planlar yapmasına gerek yoktu. iyi bir sürücüydü, motorun ruhundan anlıyordu ve bir motosikleti olsun istiyordu. içindeki ateş onu 600cc'lik bir makinenin xenon farlarının önüne bırakmışken, belki de motosiklet için en doğru zamandayken onu yolundan çıkartmak kimsenin hakkı değildi. ertelenmiş planların insanın üzerinde bıkkınlık ve her şeyi boşvermek gibi yan etkileri olduğunu biliyordum, sadece içimde yükselen endişeyi bastırmaya çalışıyordum. 

tek problem, bizimkilerin bu fikirden henüz bir haberlerinin olmaması. babam belki biraz hissediyordur fakat annemin devasa bir tepki gösterip çok sinirleneceğine neredeyse eminim. o da haklı, kardeşim de haklı; kaç kere yaşıyoruz ki? peki evlat sevgisi, onun hakkında endişelenmek? olanın önüne geçilemez, son beş senedir marketinde oturup sadece sabahları cipsleri dışarı çıkarmak için hareket eden genç marketçimiz kalp krizinden bir anda gitti. kötü şeyleri akla getirmek, anın değerini sakatlıyor. o yüzden, kim ne karar alırsa alsın onu desteklemek benim yapabileceğim yegane şey. neyse hayırlı olsun, hayırlısı olsun. 




Hiç yorum yok: