6 Temmuz 2011 Çarşamba

i'm going slightly mad

bir fincan kahve için tezgahın başında, kettle'ın hemen yanındaydım. bugün bir sürü işi oturduğum yerden, parmaklarımın ucundaki tuşlardan halledebilmeyi kutlayacaktım. kettle'daki su kaynamaya başlarken, freddie içeriden "this kettle is boiling over" dedi. bu cümleyi ilk kez duyduğumda ortaokuldaydım, dayımın queen-innuendo albümünü aklımı kaybedinceye kadar dinlerdim fakat hayatıma kapak olması bugünü buldu. şarkının içinde geçen bir cümle, on bin şarkılık bir winamp listesinden ve tam kettle'daki su kaynarken ortaya çıkmış, büyülemiş ve ilham verip geri gitmişti ya da ben hafiften kafayı sıyırıyordum. uzun zamandır tek başıma yaşıyor değilim, hafta sonları ailemin yanına gidiyorum. hafta içi bir gün içmekle, diğer gün de ayılmaya çalışmakla geçiyor. hepi topu üç gün yalnız kalıyorum ve kafayı sıyırmak için pek müsait değilim anlayacağın. yemek yapmaktan başka bir şeye fırsatım kalmıyor ve ne derler bilirsin: "kızgın yağda kalamar yapıyorsan, depresyona girmezsin." aslında bu berbat cümleyi birisinin dediği yok, sadece alıntıların zenginleştirdiği şık bir paragraf sunmak istedim sana. bilirsin seni severim, bir tabak da senin için koyarım soframa belki geçerken uğrarsın diye. gelince kapıyı çalma diye anahtarı paspasın altına koymak isterim fakat paspasım yok. 

tuhaf bir gün oldu; hepsiburada'ya lens resti çekip sahibinden.com'da, az kullanılmış 70-300mm'i satan adama 250 lirayı gönderdim. o da yarım saat sonra lensi kargoya verdi. istanbul'dan gelmesini beklediğim optik panpam, izmir'den yola çıktı. hepsiburada denilen gavur icadına verdiğim siparişi iptal ettim fakat para iadesini almaya muvaffak olamadım henüz. yarın bir sonuca ulaşacağımı düşünüyorum; cebimden altı yüz lira para çıktı ve henüz bir lensi kavramış değilim; işler ters giderse neyi kavrayacağımı da az çok anlatabildim sanırım. daha ayın onuna gelmeden sağa sola nakit akıtmaktan gözlerim şaşı bakmaya başladı. 340 liralık para iadesi beni kutsayacaktır; ay sonunda daha öğrenim kredisi geri ödemem var. para hazır değil fakat başlığı hazır: "kaldı 10" olacak. iki ayda bir günahımızı ödüyoruz; o iskenderler bedavayı mı geldi zannedersin efendi?

su faturasını sanırım pazartesi günkü sarhoşluk kumpanyasında yediğimden suların kesilmesi riskiyle baş başa kaldım. yarın son gündü ve internet diye bir şey icat edilmişti. kapıdaki abone numarasını aldım ve belediyenin su işleri sitesine girdim. kredi kartımla ödeyebilirmişim. hsbc, tek kullanımlık bir şifre gönderdi. hatta tek kullanımlık olduğuna ve ben bunu çoktan kullandığıma göre gelen yaran mesajı buraya aktarayım:

"ohry3155 referans numaralı alışveriş için tek kullanımlık şifreniz u6ha2wym"

bazen, bütün dünyanın harfler ve rakamlarla kafayı sıyırdığını düşünüyorum. oturduğum yerden bir sürü şey başarıyor ve bunu yeni şifrelerle, mobil onay kodları ve parolalarla sağlama alıyorum. siparişi iptal ettim, hepsiburada'nın müşteri hizmetlerine hakaret yağdırdım, izmir'den bir satıcı buldum, ona eft yaptım,  o bana kargo takip numarası gönderdi, paketi manyaklar gibi takip ettim, su faturamı ödedim. reel hayata dair tek yaptığım şey yemek oldu bugün. öğlen tarator, akşam da pejmürde kalamar. yarın da zeytin iskelesi markalı iki litre zeytinyağı alıp bir litresini marketin çıkışında kafaya dikeceğim.

aslında normalim de, yazarken biraz dağılıyorum.

"i'm driving only three wheels these days"


4 yorum:

Cansu dedi ki...

fazla paralel yaşıyoruz.

mies dedi ki...

eğer sen de lens siparişi verip başaramadıysan ve aynı gün kalamar yapıp kahve hazırlarken i'm going slightly mad'e şaşırdıysan; ben senin bir halusinasyonun olabilirim.

Cansu dedi ki...

ciddiyim, bi ürperdim. yalnız ben ebay üzerinden mücadele edip midye yapmaya çalışmıştım. öyle küçük oynamalar var. i think i'm a banana tree idrakı da yaşadım ek olarak. şu küçük farklar olmasa daha fazla korkacaktım.

mies dedi ki...

son cümleyi i think i'm a banana tree olarak yazmıştım, son anda değiştirdim. daha fazla şok etmemek iyi olmuş:) belki internetten alışveriş yapmak ve deniz mahsülleri arasında kimsenin bilmediği aptal bir bağlantı vardır.